1. sabahın dört buçuğunda arabama tanımadığım boxerlı bir adamı almam. (inanın ki bir böyle bir cümle kuracağım kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi) hikayenin türü erotik değil. dışarıdan dinleyen açısından komedi, benim açımdan trajedi.

    ön bilgi: yakın zamanda araba aldım. yedi yıldır ehliyet sahibiyim, ama süs olarak duruyordu şu güne kadar. dolayısıyla yedi yıllık acemi şöförüm.

    her şey dün akşam arkadaşlarla moda'da kahve içmek için buluşmamla başladı. sohbet, muhabbet, sahilde dondurma falan derken dağılmamız gece ikiyi buldu. arabaya bindiğimde felaket bir uyku bastırdı. şöför olarak kendime güvendiğimden çok moda'nın güvenli bir semt olduğuna güvendiğim için koltuğu yatırıp hiç olmazsa bir iki saat kestirip yola çıkmaya karar verdim. rüyamda evsiz bir adamın arabanın kapılarını açmaya çalıştığını görüyorum ama uyanamıyorum, karabasandan hallice bir şey oldu. saat dört gibi güç bela uyanıp panikle hemen yola çıkmaya karar verdim. araba çıkmaz sokakta olduğu ve karanlıkta geri geri gitmek istemediğim için bir sonraki adımı pek düşünmeden soldaki çıkmaz başka bir sokağa daldım. evet, doğru tahmin ettiniz. çıkmaz sokakception yaptığım sokak ebesinin şeyi kadar dar çıktı. zaten elim ayağım birbirine dolaşıktı, iyice panik oldum. yaklaşık yarım saat debelendikten sonra artık ömrümün geri kalanını bu çıkmaz sokakta geçirmeye razı olmuşken çaaaaat diye arkadaki duvara vurdum. 1 km/sa hızla ileri geri yaparken arka farı kırmayı başaran ilk insan olarak adım tarihe geçsin. bu hengame içinde içinde bulunduğum sessiz sakin sevimli sokakta tek tük ışıklar yanmaya başladı. resmen moda halkının huzurunu kaçırdım. sonunda adamın biri artık patlama mı oldu sandı naptı bilmiyorum boxer t-shirtle aşağı koştu. adam "aha kadın şöför" diye bana bakıyor ben "boxer mı la o?" diye adama bakıyorum arabanın farı göğe bakıyor, sürrealizmin doruklarına çıktık. baktık "topla, topla" demekle olacak gibi değil, toplayamıyorum çünkü, bir noktada pes ettik. beş dakika önce tanıştığım boxerlı adamı çaresiz direksiyona oturttum. arabayı düzelttip çıkardı sağolsun ama olayın absürdlüğünden kendisi de bir hayli rahatsız olmuş olacak ki arabayı çıkarır çıkarmaz ardına bakmadan koşarak evine girdi. olayın saçmalığı, kendi salaklığım, saçma cesaretim, hayatın anlamı gibi şeyleri sorgularken bir de sanırım eds olan yolda hız sınırını geçtim. şu an ek soru olarak, eve gelecek (sabah 04.50 civarı kesilmiş) trafik cezasını babama nasıl açıklarım diye düşünüyorum.

    bak ben bunları düşünürken saat yedi olmuş. biraz kestireyim de sabah tekrar yola çıkasdjffj. şaka şaka, araba kullanmak benim neyime? bundan sonra her yere yürüyerek gidiyorum. gerekirse üç gün sürer ama hiç olmazsa kafam rahat olur:(